3 Eylül 2011 Cumartesi
Girişimcilik üzerine
"Petshop açıcam" dedi. Amına koyim zaten ne zaman 2 yudum bişey içmeye kalksak illa bi dükkan muhabbeti açardı. 2 gün önce sevgilimden ayrılmama rağmen dinliyordum ben de ibneyi, nedense artık. "Nabıcan olm petşopu" dedim. "Git balık halinde balıkçı falan aç daha iyi kazanırsın". Bu lafım onda bi kararsızlık yarattı. Kanırttığımın vizyonsuzu, sanki petşop açsa cins köpek satacak. Sokaktan topladığı kedilerle lepistesleri doldurcak dükkana, akşama kadar tavla oynucak sonra boş boş. Böyle düşünüp düşünüp sinirlendim. "Sen esnaflıkta tutunamazsın" dedim. "Al bunu aç buna tutun" diye pantolonun fermuarını gösterdim. Hayvanevladı gibi cüssesinden beklenmeyecek derecede duygusal fakat hayvanınevladı cüssesinden beklenecek derecede güçlüydü piç. Arnavut kaldırımı taşlarından birini söküp alnıma vurdu. Sanki suratıma pasta vuruyordu siktimin hayvanı. Lisenin hemen arka kapısındaki kaldırımda oturuyorduk. "Bekle" dedim, "feriştahına zil takıcam senin". Atatürk heykelinin oraya boş şarap şişelerini saklamıştık. Onlardan iki tanesini kırıp saldırdım buna, sırtına takıp uyarı mahiyetinde azcık çektirdim. Vermek istediğim mesajı anlamıştı. Petşop işini unutup yarın keseceği döneri düşünmeye başladı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder