çilem cafe' nin eski sahibiydi deli şakir. fakiri gözetir, zengine ayar olurdu. beleş çay dağıtır, çift kaşarlı tostu, tek kaşarlı fiyattan satardı. bi gün hiç unutmam, bizim ılık ali' nin kardeşi dayanmış bunun kapısına. demiş "kızına astayım. niyetim ciddi. izin ver gelip isteyelim, yoksa allaanı sikeriz imanıma.". deli şakir çocuğun içindeki yangını görmüş, "tamam lan gel yarın orospu evladı" demiş, ardından da hafif gülümsemiş. çocuğu görseniz nası mutlu, izmarit toplarken tek dal sigara bulan cankiler gibi havaya uçuyo.
hep böyle milletin suyuna giderdi deli şakir. yarin yanağından gayrı her şeyi paylaşır, çocukla çocuk, piskopatla piskopat olurdu. yeri gelir, kızgın demirle koluna "garip anam" yazan damarcılarla takılır, yeri gelir, "leninizm günleri" adlı panelin onur konukları arasında yer alırdı. herkesin dilinden anlardı. ama her şeye rağmen, onun da bir dayanma sınırı vardı tabi...
o gün, yine her zamanki gibi cafesini açmaya gelmişti deli şakir. tam kapıyı açmıştı ki, gördüklerine inanamadı. bi gece evvel kendilerine şarap parası bıraktığı elemanlar, cafe' nin ortasına, yandaki ilkokulun futbol sahasından çaldıkları kalenin direğini dikmişler, orospunun tekine de striptease show yaptırıyorlardı. işte buna dayanamadı deli şakir. tezgahın altındaki babadan kalma uçaksavarı çıkardı, 10 sn içinde kurdu ve bütün milleti taradı. ardından üç el bombası attı. daha sonra da emin olmak için sikorskylere mekanını aralıksız ateşe tabi tutturdu.
haklıydı deli şakir. herkesin bi kırılma noktası vardı. bu hadiseden sonra kayboldu deli şakir. kimi diyo inzivaya çekildi, kimi diyo amerika' nın adamı. (özellikle lokaldeki hocalar) ama tek bildiğimiz, şayet çok iyi bir insan olursak deli şakir' i bile görebileceğimiz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder